Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | karşı karşıya bırakmak | expose f. |
Genel | karşı karşıya bırakmak | confront somebody with f. |
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | karşı karşıya bırakmak | set up against f. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | birini bir problemle karşı karşıya bırakmak | present someone with a problem f. |
Genel | (kendisini veya) başkasını tehlike ile karşı karşıya bırakmak | endanger f. |
Genel | yeniden karşı karşıya bırakmak | re-expose f. |
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | (birini/bir şeyi/kendini biriyle veya bir şeyle) karşı karşıya bırakmak | set (someone, something, or oneself) up against (someone or something) f. |
Öbek Fiiller | (birini biriyle/bir şeyle) karşı karşıya bırakmak | subject (one) to (someone or something) f. |
Environment | ||
Çevre | soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya bırakmak | endanger f. |